2015 yılında küresel ve bölgesel mimarlık, mühendislik, inşaat ve altyapı sektörleri, değişim ve büyüme trendini sürdürecek. Değişerek büyüme ihtiyacının her alanda ve her bölgede, ama en çok da bu sektörlerde kendini göstermesiyle birlikte, ilgili sektörlerde çalışan profesyonellerden düşük bütçelerle daha kapsamlı projeleri hayata geçirmeleri bekleniyor. Üstelik iş başarmanın en büyük kriterlerinden biri olan yetenekli/nitelikli çalışan havuzu her geçen gün kan kaybederken… Bu aşamada maliyet etkinliğini artıracak, yeni yetenekleri çekecek, tasarım ve inşa etme şeklimizi baştan aşağı değiştirecek ve kendi şekillendirdiğimiz dünyamızı daha sürdürülebilir, yaşanabilir ve ekonomik anlamda daha canlı kılacak yeni teknolojiler her geçen gün daha fazla önem kazanıyor.
İşte Autodesk'in 2015 yılında bu değişimi tetikleyecek beş ana trend olan 'büyük veri', 'nesnelerin interneti', '3D yazıcı', 'üçlü bilanço (Triple-bottom line)' ve 'gerçeklik yakalama’nın inşaat, mimarlık ve tasarım sektörlerini nasıl etkileyeceğine dair öngörüleri:
Büyük veri, BIM ve bulut
Bulut tabanlı güçlü Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) araçları, 2015 yılında sektörlerin değişimini tetikleyecek. • Şehir planlaması: Tüm dünyada şehir planlamacıları, artık şehirlerle ilgili tüm verilerin toplandığı canlı veya sanal modeller yaratıyor. Sadece caddeleri dolduran milyonlarca binanın verisinden bahsetmiyoruz; fırtına, sel gibi doğal felaketler, yaya yolu ve araç trafiği, enerji kullanımı, güneş enerjisi potansiyeli, rüzgar akımları gibi şehir hayatını etkileyen onlarca konunun terabaytlarca verisi BIM araçlarında toplanıyor. Birbirinden bağımsız bu veriler, bulut bilişimin gücüyle birleştiğinde mühendislerin yeni bir transit hat ya da yeni bir yol inşasıyla şehrin tüm toplu taşıma sisteminin nasıl etkileneceğini doğrudan görmesini sağlıyor. İnşaat başlamadan önce tasarım kararlarının şehir hayatındaki olumlu ve olumsuz tüm etkilerinin görülmesini sağlayan bu yeni teknoloji, geleceğin gelişmiş şehirleri için hayati değerde olacak. Örneğin Autodesk InfraWorks 360 ile yaratılmış üç boyutlu New York City modelinde, şehirdeki tüm binaların sera gazı emisyonu derecesi gösterilebiliyor. Şehir yöneticileri bu gibi çalışmalarla tüm karmaşık verileri bir grafikte toplayabiliyor.
• İnşaat: Geleneksel ozalit baskı tasarım modelleri artık yerini BIM araçlarıyla yaratılan 3 boyutlu modellere bırakıyor. Bir inşaat alanında BIM kullanılması, hata payını düşürerek çalışmanın tekrarlanma ihtimalini azaltıyor ve dolayısıyla maliyetler düşüyor. Sonuç olarak da daha sürdürülebilir, güvenli ve üretken bir inşaat sürecine geçiliyor.
• Kamu Hizmeti: Autodesk A360 gibi bulut tabanlı servisler yardımıyla kamu hizmeti ve altyapı projelerinin güncellenmesi ile iş akışının geliştirilmesi için her türlü bilgi kolayca toplanabiliyor; yönetilebiliyor. Mevcut tesislerin 3D akıllı kayıtlarının alınması ve değişen koşullara göre sanal ortamda kolayca adapte edilmesi, geleceğin varlık yönetimi işlemlerinin temelini oluşturacak. Örneğin Autodesk InfraWorks 360 kullanılarak Las Vegas’taki bir kavşağın altında yer alan altyapı tesislerinin resmedilmesi mümkün. Nesnelerin İnterneti (IoT)
2020 yılına kadar 50 milyar adete ulaşması beklenen bağlantılı cihazların yaygınlaşması ile birlikte yeni bir “Bağlanabilirlik Devri” de ortaya çıkıyor. Bugün bağlanabilirliğin artmasıyla farklı sektörlerde çalışan proje ekipleri, dünyanın herhangi bir yerinden uzmanlık bilgisine erişebiliyor, gerçek zamanlı işbirlikleri gerçekleştirebiliyor.
• Altyapı: IoT teknolojileri, kamu altyapı projelerinin takibi için caddelere yerleştirilen gömülü sensörlerden, kameralara ve çok amaçlı kablosuz ivmeölçerlere kadar her alanda kullanılıyor. İçinde bulunduğumuz “bağlantılı altyapı” döneminde, sistemlerden gelen veri doğru kullanıldığında şehir planlamacılarının işi ciddi anlamda kolaylaşıyor. Doğru altyapının inşa edilmesi ve performansı artıracak düzenlemelerin yapılması IoT teknolojileri ile mümkün.
• Şehir planlaması ve yönetimi: Şehirler artık daha etkin çözümler sunmak için vatandaşların akıllı telefonlarından gelen verileri de kullanıyor. Örneğin Seul ve Rio de Janeiro gibi şehirler, caddelerden gerçek zamanlı trafik bilgisi topluyor. Rio de Janeiro aynı zamanda suç ve trafik gibi şehir sorunlarına çözüm getirmek için analiz sistemleri kullanıyor. Bir başka örnek olan Boston’da da şehir yöneticileri çöp kutularına sensörler yerleştirdi. Çöplerin ne zaman boşaltılması konusunda temizlik işçilerine bilgi veren bu sistem aynı zamanda, işçilerin boşa vakit ve yakıt harcamasının da önüne geçiyor.
• Mimari ve binalar: Sensörler, fiyatlarının da düşmesi ile birlikte, her yeni ya da yenilenen binanın temel taşlarından biri olacak ve enerji tüketimi, konfor, güvenlik ve su performansı gibi temel bina ihtiyaçlarına dair bilgi sağlayacak. Bu sayede net bilgilere dayalı tasarımların önü açılacak. Ayrıca inşaat tamamlandıktan sonra ikamet edenlerin binayı nasıl kullandığına dair düzenli gönderilen veriler, daha etkin kullanım için yön gösterecek.
3D Baskı
2014 yılında 3D baskı teknolojisinin gidebileceği uç noktalar, vizyonerlerin bir hayli dikkatini çekmişti. 2015, 3D baskı ile ilgili daha somut sonuçlar göreceğimiz bir yıl olacak.
• Mimari ve binalar: 3D baskı teknolojisi, küçük ölçekli modellerden gerçek ölçekli bina prototipi üretmeye doğru bir gelişim gösteriyor. Önümüzdeki dönemde ise 3D baskı teknolojisiyle bir bina duvarının yaratıldığına tanık olacağız. Bina bileşenlerini 3D yazıcı ile üretmek, inşaat süreçlerinin daha verimli ve güvenli olmasını sağlayacak. Verimlilik artırma konusunda yıllardır çözüm üretemediği ve güvenlik önlemlerini artıramadığı için eleştirilen bir endüstri için 3D yazıcılar, büyük bir devrim anlamına gelecek.
• Altyapı: Altyapı konusunda 3D baskı teknolojisinin kullanımı henüz netlik kazanmadı çünkü 3D baskı işleminin sürece entegrasyonu öncesinde test edilip onaylanması gerekiyor. Bugüne kadar bir takım ilginç pilot projeler hayata geçirildi. Örneğin küresel mühendislik şirketi Arup, Avustralya’nın Brisbane şehrindeki bir yaya köprüsü projesi için metal destek direklerini lazerle sinterlenmiş 3D yazıcıdan üretti.
Üçlü Bilanço (Triple-bottom line)
2015 yılında “Üçlü Bilanço” servislerine yönelik sektörel farkındalık ve bilincin artışına şahit olacağız. Tasarım sürecinde önerilen projelerin ekonomik, toplumsal ve çevresel maliyet ve faydalarını değerlendirmek bir norma dönüşecek. Bu sayede, daha sürdürülebilir bir şehir ve toplum planlaması yaratılabilecek.
• Altyapı: Doğal ve insan kaynaklı felaketlere karşı önlem alabilmek için tasarım sürecinin kısa ve uzun vadeli etkilerini tam olarak anlamak her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Sürdürülebilir “iş” değerinin temelinde teknoloji yer alıyor. BIM burada devreye giriyor ve tasarımcıların altyapı projelerine yönelik sadece finansal metrikleri değil, çevresel ve toplumsal faydaları ile risklerini de değerlendirmeye almalarını sağlıyor. Örneğin Almanya’nın Bamberg Şehir Planlama Ofisi, Autodesk InfraWorks 360 kullanılarak oluşturulan bir 3D model ile yeni bir tren yolu çalışmasının UNESCO koruması altındaki bölgeye zarar vermeyeceğini kolayca görmüş oldu. Bugüne kadar pek çok projede öne çıkan BIM’in 2015 yılında çok daha yaygın bir şekilde kullanıldığını göreceğiz.
• Binalar: Tasarımcılar, BIM ve bulut teknolojisinin yardımıyla bina projelerinin performansını analiz ederek simüle edebiliyor. Malzeme hesaplarından sismik dayanıklılığa, enerji tüketiminden ışıklandırma ve bina sakinlerinin hareket rutinlerine kadar pek çok bilgiye erişim imkanı sunan BIM teknolojisinin geniş çaplı yükselişini geçen yıl gözlemledik. BIM’in daha geniş kitlelere erişmesiyle birlikte gelişmiş ülkelerdeki inşaatçılar, rekabette öne çıkma konusunda atılım gerçekleştirdiklerini düşünüyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki inşaat şirketleri ise BIM kullanımının yaygınlaşmasıyla ihracat pazarlarında rekabet güçlerinin artacağını, standardizasyon ve yerel şartnamelere uyum sağlama anlamında süreçlerin hızlanacağını söylüyor.
• Üretim: 2015 yılında BIM teknolojisi üreticileri, ürünlerinin etkisini daha kolay şekilde anlayabilecek ve ürünlerinin önemini, tüm bu verilere ihtiyaç duyan tasarım profesyonellerine daha rahat anlatabilecek.
Gerçeklik Yakalama Teknolojileri
2014’ün en çok öne çıkan, 2015’te ise hızlı büyümesine devam edecek olan trendlerden biri de gerçeklik yakalama araçları kullanımının yaygınlaşması oldu. Bu araçlar sayesinde, mevcut fiziksel koşul verileri, bina ve kamu altyapı projelerinin 3D modellerine doğrudan eklenebiliyor ve maliyet avantajı sağlanıyor. Gerçeklik yakalama teknolojileri; projelerin planlama, tasarım, üretim ve operasyon süreçlerini değiştirmeye devam edecek.
• İnşaat: Arsa ve çevre yapısı gibi mevcut çevresel koşul verileriyle oluşturulan yüksek kaliteli ve birebir 3D modellemeler, yeni inşaat projelerinin tasarım kararını etkilemeye devam edecek. 2015 ve gelecek yıllarda, somut arsa bilgileri toplayabilmek için hava araçlarına HD dijital kameralar yerleştirilecek. Genellikle lazer tarayıcılarla yakalanan bu veriler, bulut üzerinden gerçeklik yakalama yazılımına ve Autodesk ReCap 360 gibi bulut tabanlı servislere gönderilerek 3D modeller yaratılacak. 3D modeller ayrıca, Autodesk Revit gibi binalara yönelik tasarım yazılımlarına da taşınabiliyor. Bu sayede toplanan verilerin doğruluk oranı artarken, süreç hızlanıyor ve maliyetler düşürülebiliyor. Bununla birlikte ekipler, geleneksel kağıt-kalem yaklaşımında dikkatlerinden kaçmış olabilecek pek çok sorunu da tespit edebiliyor.
• Altyapı: Yol, köprü ve su sistemleri gibi kamu hizmetleri projeleri de gerçeklik yakalama ve bilişim teknolojilerinin gelişiminden faydalanacak. 2015 yılında, hava fotoğrafları ya da lazer tarayıcılarla toplanan verilere dayanarak yaratılan gelişmiş 3D proje modellerinin artışına şahit olacağız. Bu sayede tasarımcı ve yöneticiler, daha önce erişemedikleri bilgilere sahip olacak ve doğal felaketler ile kriz yönetimi gibi faktörleri de hesaba katabilecek.
• Binalarda yeşil tasarım: Gerçeklik yakalama teknolojileri ve bulut tabanlı enerji simülasyonu yazılımları kullanılarak oluşturulan 3D modeller sayesinde 2015 yılında tasarımcılar, mevcut yapıların güçlendirme çalışmasına uygun olup olmadığı varsayımına daha doğru şekilde varabilecek. Yeni bina tasarımlarında ise 3D modeller, enerji verimliliğini tasarım sürecinin erken aşamalarında en üst seviyeye çıkarabilecek.
|