"Atık Bertarafında En Büyük...
Kisir Köyünde Kirlilik Skandalları...
Binanın Üst Katı Çökerken,...
Alibeyköylüler Yedi Yıldır...
Kentsel Dönüşümün Gizli Finansman...
Eyidoğan'dan Kentsel Dönüşümde...
Nezih Başgelen: Kentsel dönüşüm...
Kentsel Dönüşüm Laboratuvarı Açıldı!
Uluslararası Kentsel Dönüşüm Sempozyumu
Kentsel Dönüşümde 'Sürgün' Korkusu!
Domuzların Kentsel Dönüşümü
Kentsel Dönüşüme Karşı 13 Bin İmza!
"Kentsel Dönüşüm İştah Kabartıyor"
Gül'den Kentsel Dönüşüm Uyarısı!
"Seçimlerin Bir Numaralı Kozu...
"Kentsel Dönüşüm Türkiye için...
Her Şehir Kentsel Dönüşümü Tadacak
"7 Milyon Bina Yıkılırken Kanser Vakaları Artabilir'
'Legion D'Honneur' nişanını Fransız hükümetinin işçi sağlığını tehdit eden uygulamalardaki rolünü hatırlatarak reddeden dünyaca ünlü işçi sağlığı uzmanı Annie Thébaud-Mony, Türkiye'deki kentsel dönüşümün pek konuşulmayan bir 'yan etkisi'ne dikkat çekti: Kanserojen asbest bulutları.
Radikal'den İpek İzci'nin haberine göre, yaklaşık 40 yıldır kendini iş kazaları ve meslek hastalıkları arasındaki ilişkiyi araştırmaya adayan Fransız sosyolog Annie Thébaud-Mony, İstanbul İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı Meclisi Yangın Kulesi’nin davetlisi olarak İstanbul’a geldi. Thebaud-Mony, 1970’li yıllarda Paris’teki Jussieu Üniversitesi’ndeki ‘toksik felaket’ ile dünya gündemine giren asbestle ilgili çalışmalarıyla tanınıyor.
Çalışmalarda yalıtımda yaygın olarak kullanılan asbestin uzun vadede kanserojen olduğu, binaya sürekli girip çıkanların kanser riski altında olduğu ortaya çıkmıştı. İçine girilmesi riskli binanın yıkılması sırasında ortaya çıkacak olan asbest bulutlarının da kanserojen olduğu anlaşılınca binanın dikkatli bir biçimde parça parça sökülmesine karar verildi. Jussieu Üniversitesi’ndeki asbestli binanın sökümüne 1998 yılında başlandığını belirten Thébaud-Mony, demontaj işleminin bugün , 2013 yılında, hâlâ tamamlanamadığının altını çizdi. Thébaud-Mony’nin dikkat çektiği diğer nokta da Türkiye ’deki kentsel dönüşüm çalışmaları oldu. Türkiye’deki kentsel dönüşüm hareketiyle, 7 milyon bina yıkılacak. Thébaud-Mony’ye göre binalar asbest demontajı yapılmadan yıkılırsa, havaya saçılan asbest tozları nedeniyle ileriki yıllarda büyük bir kanser salgını yaşanacak. Jussieu Üniversitesi’ndeki asbest vakasından yola çıkarak Türkiye’de asbest kullanımına dair bilinmeyenleri de anlatan Thebaud-Mony, önlem alınmazsa kentsel dönüşümün kanser hastalarının sayısını arttıracağı uyarısını yaptı. Türkiye’de 2011’de yasaklandı Asbest, otomotiv sektörü, zemin döşeme, elektrikli aletler, iplik&dokuma, çatı kaplama, tavan kaplama, yangın malzemeleri, bina izolasyonu, su boruları gibi pek çok yerde kullanılan ve Uluslararası Kanser Ajansı tarafından ‘kesin kanserojen’ olarak tanımlanan bir madde. Asbestle ilgili işlemlerin yasaklanması Fransa’ya 1997, Avrupa’ya 2000, Türkiye’ye ise ancak 2011 yılında gelebildi. Bu tarihten sonra kullanım oranına dair bir bilgi yok, ancak denetleme yetersizliği nedeniyle kullanımına yaygın bir şekilde devam edildiği biliniyor. Türkiye’de 1929’dan 1988’e kadar 150 bin ton asbest üretilmiş. 1940 ile 2010 yılları arasında tüketilen asbest miktarı ise 1 milyon ton. Bunun 800 bin tonu 1980 ile 1988 yılları arasında kullanılmış. 2000 ile 2010 yılları arasında en az 1 milyon ton daha asbest kullanıldığı tahmin ediliyor. Asbest, durduğu yerde kalan bir madde. Üstelik ucuz ve bu nedenle kullanımı son derece yaygın. Bu da, asbesti içinde bulunduğumuz birçok yerde solumaya devam ettiğimiz anlamına geliyor. Asbest nedeniyle akciğer zarı kanserinin oluşumu 30-40 yılı bulabiliyor. Tedavisi olmayan bu hastalıktan korunmak için asbestli yapının imha edilmesi şart. Ancak bu yıkım, asbest tozlarını serbest bırakacağından sadece demontaj ustaları değil, binanın yakınlarında bulunan herkes daha kolektif bir tehlikeye maruz kalıyor. Mony’ye göre böyle bir durumda binanın demontajı parça parça, çok büyük izolasyon çalışmalarıyla ve koruyucu kıyafetlerle yapılmalı. Paris’teki Jussieu Üniver-sitesi’ndeki asbestli binanın sökümüne 1998 yılında başlandığını belirten Mony, demontaj işleminin bugün, 2013 yılında, hâlâ tamamlanamadığının altını çiziyor. |