Londra'nın yeni gökdeleni 'The Shard'ın gözlem katı, meraklı turistlerin ilk durağı olmaya aday. Gökdelene şimdilerde şüpheyle bakan Londralılar da muhtemelen zamanla şehrin diğer gözdeleri gibi bu binaya da alışacaklar. Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre, 'The Shard' hakkında farklı düşüncelere sahip Londralıların kimisi "Harika bir bina, bir mühendislik harikası” derken; bir başkası, "Sanki fazla modern. Londra'ya pek yakışmıyor" görüşünü dile getiriyor.
Charlotte, Damian ve anneleri Johanna, Londra'nın yeni gurur kaynağının açılışında bulunmak üzere işten izin almışlar. Charlotte, "Buraya ilk çıkanlardan olmak, bu deneyimi yaşamak istedik" diyor.
Gökdelenin tepesine çıkmak için saniyede 6 metre hızla yükselen asansöre biniliyor. 31 ve 33. katlar arasındaki restoran, otel ve lüks daireleri geçerek hızla 68. kata, yani 244 metre yüksekliğe ulaşılıyor. En üst katta Londra belediye başkanı Boris Johnson ilk konukları karşılıyor ve geleneksel kırmızı kurdeleyi kesiyor. Yoğun basın ilgisi sebebiyle fazla bir şey görmek mümkün değil. Üstüne bir de yağmur yağıyor. Charlotte Gardner’ın yorumu "Yağmur olmasaydı, olmazdı zaten" şeklinde oluyor.
Cesur mimarî
İki kat aşağıdaki gözlem katında, kapalı havalarda şehrin normal hava şartlarında nasıl göründüğünü gösteren ekranlar bulunuyor. Damian, "Çok güzel, farklı görüş imkânları var: canlı yayın, gün doğumu, gündüz, gece. Monitörü çevirdikçe, gördüğünüz binalar hakkında bilgiler beliriyor" diyor. Charlotte ise "İlk defa böyle bir şey görüyorum, harika bir teknoloji. Londra yine öncü konumda" diye konuşuyor.
Bu cesur mimarî, Paris'teki Pompidou Kültür Merkezi ya da Berlin'deki Potsdam Meydanı'nın bir bölümünün tasarımını yapan dünyaca ünlü İtalyan mimar Renzo Piano'nun imzasını taşıyor. Ziyaretçilerin çoğunun hoşuna gitse de, farklı düşünenler de var.
Bir ziyaretçi, "Şahsen göze hitap eden şeylerden hoşlanırım. Buysa göze hitap etmiyor, sadece sıradan kocaman, sivri bir şey" diyor. Bir başka ziyaretçi, "Londra semalarına yakışıyor. Önceleri emin değildim, ama şimdi çok etkileyici buluyorum" diyor. Bir diğeri, "Çok güzel, ama sanki en tepede birşeyler eksik gibi" değerlendirmesinde bulunuyor. Bir başka ziyaretçinin yorumu, “Biz, çoğu Londra sakini gibi, oraya çıkmayacağız. Ama turistleri çekeceğinden eminim” şeklinde oluyor.
‘London Eye’ı eskitti
Londra'yı yüksekten görmek isteyenlerin uğrak yeri olan 'London Eye' yerini 'The Shard'a bırakacağa benziyor. 29 euroyla giriş ücreti koca bir tekerlek gibi görünen 'London Eye'dan daha pahalı olsa da, 'Kırık'ın yüksekliği tekerleğin iki katı kadar. Biletler önümüzdeki bir kaç gün için şimdiden tükenmiş durumda.
Yetkililerden Anders Nyberg, "Tarihi bir resim gibi. 21. yüzyıl kulesindeyiz ve tam karşımızda 11.yüzyılın kulesi olan Londra Kulesi duruyor. Dünyanın başka hiçbir yerinde tarih bu şekilde gözler önüne serilmez. Thames Nehri ve gümüş gibi parlayan demir yolu rayları... Harika bir görüntü" diyor.
Johanna, Damian ve Charlotte da aynı görüşte. İşyeri buraya yakın olduğu için özellikle Charlotte için bugün özel bir anlam taşıyor. Charlotte Gardner, "Buradan hergün geçtiğim için inşaat nedeniyle yaşanan tüm sıkıntılarla boğuşmak zorunda kaldım. Ama şimdi bitmiş halini görünce, değmiş diyorum. Muhteşem, çok güzel" diyor.
|