Rio Olimpiyatları'ndan Geriye...
Japonya`nın Olimpiyat Bütçesi Belirlendi
Rio'da Olimpiyat Neden Protesto...
Dönüşümde Kira Krizi: Ne Zaman Yatacak?
Dönüşümün "Yeşiline" Faizsiz Kredi
Torino Olimpiyat Köyü'nün Dönüşümü
Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) tarafından 5. kez gerçekleştirilecek olan Konut Konferansı'nın konuşmacılarından Benedetto Camerana, 2006 yılında Torino'da gerçekleşen 20. Kış Olimpiyat Oyunları için eski meyve ve sebze halinin yerine yapılan Olimpik Köyü'nü tasarladı. İşte bir Olimpiyat Köyü'nün dönüşüm öyküsü.
Eski meyve ve sebze halinin yerine yapılan Olimpik Köy’ün projesi Kasım 2002’de sonuçlanan uluslararası bir yarışma ile belirlenmiş. Projenin en çok öne çıkan özelliği olan karmaşıklığı, projenin, farklı bölümlerden oluşması ve üyeleri, Basel, Berlin, Londra, Lyon, Milano, Munih, Paris, Viyana ve Torino’dan olmak üzere Avrupa’nın çok farklı kentlerinden gelen mimarlardan oluşan bir tasarım ekibinin ürünü olmasından ileri geliyor. Projenin mimari tasarımına ve mühendisliğine birleştirdikleri deneyimlerini ve farklı kültürel altyapılarıyla katkı sağlayan proje ekibi, Benedetto Camerana ve Hermann Kohlloffel (Camerana&Partners) tarafından koordine edilmiş. Kazanan ekip, Benedetto Camerana, Albert Constantin-AIA Architectes, Derossi Associati (Piero, Paolo, Davide Derossi), Hugh Dutton - HDA, FaberMaunsell, Angela Maccianti, Inarco (Emilio Barone, Cristiano Avalle), Carlo Perego di Cremnago, Agostino Politi, Prodim (Massimo Rapetti), Giorgio Rosental and Steidle und Partners’dan (Otto Steidle ve Johannes Ernst) oluşuyor. Yarışmanın kazanılmasından sonra, takıma Diener+Diener, Atelier Krischanitz, Ortner+Ortner, Hilmer+Sattler (danışman mimarlar) ve renk paletini belirleyen sanatçı olan Erich Wiesner katılmış.
Köy yerleşkesi tematik olarak farklı olmakla birlikte bir bütün oluşturan üç ana bölümden oluşuyor. A Bölümü (Constantin, Camerana, Rosental tarafından tasarlanan 2. parsel) rasyonalist mimar Umberto Guzzi’nin (1932-34) betonarme yapılarının önemli bir örneği olan Hal yapısının yenilenmesini kapsıyor. Olimpiyat Köyü’nün 25.000 m2’lik merkezi hizmet alanı burada bulunuyor. Burası kullanıcıların tümünün içinden mutlaka geçtiği, işlevsel ve yüksek teknolojiye sahip olmakla birlikte davetkâr bir mekân olma özelliğine sahip. Oyunlar sırasında, akreditasyon merkezi, lojistik birimleri, konferans ve söyleşi odaları, küçük bir alışveriş merkezi, 2600 kişilik bir restoran, sağlık merkezi, antrenman ve dinlenme mekânları bu alanda yer alacak. B Bölümü (Dutton ve Camerana tarafından tasarlanan 6. parsel) demiryolu sahasını aşarak Fiat’ın eski Lingotto fabrikasına erişen ve birbirinden kopuk iki kent parçasını birbirine bağlayan, havada asılı uzun bir yaya yolunu içeriyor. Köprünün taşıyıcı kablolarının bağlı olduğu büyük kırmızı kemer ziyaretçileri demiryolunu aşmaya davet ederken aynı zamanda tüm kompleks için bir tür kimlik öğesi niteliğinde. Kemerin keskin görsel etkisi onu Olimpiyatların yanısıra kentin yenilenmesinin de simgesi haline getiriyor. Genel Yerleşim Planı C Bölümü konut alanlarını kapsıyor. 2500 kişilik 750 konuttan oluşan bu bölüm kendi içinde de 3 parçaya ayrılıyor. 3. parsel Steidle; 4. parsel Camerana ve Rosental; 5. parsel Derossi tarafından tasarlanmış. Bu bölümün kentsel şeması, tasarım ekibi içindeki derin bir tartışmanın ve Steidle’nin Münih’teki projesi Teresienhohe’nin yeinden değerlendirilmesinin bir ürünü. Sonuç masterplan kent bloklarının 5-8 katlı 39 konut ünitesine bölünmesi ve bunların dama tahtası düzeninde yerleştirilmesiyle ortaya çıkmış. Bu plan üzerinde, farklı tasarımcılar kendi bölümlerinde, önceden belirlenen çerçeve içinde kendi mimari yorumlarını dışa vurma olanağı elde etmiş. Bu ucu açık kentsel tasarım, farklı konut tasarımlarını, kamusal alanlar, meydanlar ve bahçeler çevresinde toplarken, birbiriyle sürekli bağlantılı bu öğeler de Lingotto ve tepelere doğru bir dizi etkileyici manzara sunmuş. Bölgenin kimliği ve aidiyet hissi çoğu mimarın binalar üzerinde bireysel ifadeleri olarak kullandığı, güçlü ve canlı renklerle pekiştirilmiş. Biyoklima, enerji tasarrufu gibi konulara özellikle önem verilmiş. Bu doğrultuda güneş panellerinden, pasif güneş ışığı ve havalandırma sistemlerinden, zemin ısıtması, su gerikazanımı, dış kabukların yalıtımı ve bölgesel ısıtma sisteminden yararlanılmış. Mevcut mimariyi korumak adına Constantin, Camerana ve Rosental, Cuzzi’nin tasarımından yola çıkarak onun güçlü yanlarını ileriye taşımışlar. Olimpiyatlar sonrası henüz belirlenmemiş bir fonksiyona yönelik esneklik gereksinimi Cuzzi’nin mimarisinin özgün işlevinden daha katı bir niteliğe sahip olduğu inancını pekiştirmiş. Bu doğrultuda yapının işlevselliğini yeniden canlandırmak için basit bir restorasyon yeterli olmuş, strüktür ve dolaşım alanları tamamen korunmuş. Özgün tasarım üzerinde yapılan değişiklikler, yalnızca çatıların altındaki mekânı pencerelerle kapatmak ve daha önce yapının tamamen arkasını dönmüş olduğu Giordano Bruno yönünü açmak olmuş. Genel bir kural olarak, yapılan müdahalelerde özgün olandan farklılaşan yeni malzemeler kullanılmış. 4. Parsel Cephe Renk Şeması 3. ve 4. parselin kentsel tasarımı net bir bütünlüğe sahip. Her iki parselde 13’er bina bulunuyor. Bunlar kente bakan yüzde daha yüksek yoğunluk oluşturmak üzere Giordano Bruno ve Pio VII boyunca birbirine daha yakın inşa edilmiş. İç kısımda ise yapılar bir dama tahtası dokusu içerisinde izole ve birbirine görece daha uzak yerleştirilmiş. Bu sayede birçok çapraz görüş açısıyla tepelere doğru manzarasının önü açılmış. Küçük meydanlar ve bahçeler gibi açık ve biribirine bağlı kamusal alanlarla gelecekteki kullanıcılara zengin kentsel mimari içerisinde kaliteli bir yaşama alanı sunmak amaçlanmış. Ana cadde boyunca uzanan daha geniş kat alanına sahip yapıların Olimpik Komite ofisleri olarak işlev görmesi öngörülmüş. Sokağa bakan geniş pencere yüzeyleri ve iç bahçeye bakan kesintisiz pencerelerle yapının kendi yarattığı görsel engel azaltılarak saydamlık kazandırılımış. İki parsel arasında bulunan ana meydanda biribirine yeşil doku ve kent mobilyalarıyla bağlı, çeşitli spor ve oyun alanları bulunuyor. Yere aidiyet ve özgünlük duygusu vermek ve olumlu bir psikolojik etki yaratmak adına üretilen bir renk paleti doğrultusunda her binanın gölgelikleri farklı canlı renklere boyanmış. 3. ve 4. parselin farklılaşan mimarileri, Steidle, Camerana ve Rosental tarafından davet edilen ve temel hacim ve verili konumdan başlayarak yapılara serbestçe mimari yorumlarını vermeleri istenen dört misafir mimarın çalışmalarıyla daha da güçlendirilmiş. Böylece Roger Diener, Heinz Hilmer ve Cristoph Sattler, Adolf Krischanitz, Manfred Ortner asıl tasarım ekibinden kendilerini yalnızca gri ve beyaz renklerle ayırarak bu Avrupa konut mimarisi “kataloğuna” kendi yorumlarıyla katkıda bulunmuşlar. Steidle’nin yapılarında ana temayı iç bağlantılar oluşturuyor. İki kat yüksekliğindeki hacmiyle giriş holü tıpkı içeride birbirini izleyen merdivenler gibi aynı zamanda bir buluşma mekânı olarak işlev görüyor. Bunlar mimari deneyim içinde birer ara mekân ya da kesişim noktası olarak yer alıyorlar. İlk iki katı kaplayan iki düpleks daire kendi özel girişleri ve arka bahçeleriyle “ev içinde ev” gibi tasarlanmış. Orta katlardaki daireler ise geniş balkonlar ve bol güneş ışığı sunuyorlar. Beşinci kattan sonra yapının cephesi, teras ve localarıyla dairelere oda alanı sunan çatının tipik profilini vurgulamak için geri çekiliyor. Yapının mimari profili çatının farklı çıkıntılarıyla güçlü bir ifade kazanıyor. Pencerelerdeki ahşap sürgüler, pasif soğutma ve ısıtmayla enerji kazancı sağlıyor. Pancerelerin dama tahtası biçimindeki sıralanışı benzer planlı katlara özgün bir hava katıyor. Alçı cephelerdeki açıklıklarda saydam ve saydam olmayan yüzeylerin oranı dengeli bir biçimde düzenlenmiş. 4. parseldeki yapılarda esnek kulanıma olanak sağlayan farklı boyutlarda daireler bulunuyor. Farklı yapıların farklı katlarına dağılan çeşitli plan tipleri görsel olarak ayırt edilebiliyor. Yapıların cephelerindeki cumbalar, sürekli çıkıntılar ve gölgelikler çeşitli ışık-gölge etkileri yaratıyor. Tüm pencereler odalara daha fazla ışık girebilmesi için yerden başlıyor. Pencerelerde, açılan panjurun duvardaki bir oluk içinde hareket ettiği, Avrupa stili panjurun bir tür yeniden yorumlanmış biçimi kullanılmış. Hareketli panjurlarla cephelere de hareketli bir görünüm kazandırılmış. Ayrıca 4. parseldeki yapılarda kışın ısıyı depolayan yazınsa havalandırmaya katkı sağlayan çift işlevli güneş ısıtma ve soğutma sistemi bulunuyor. 3. ve 4. parselin tasarımındaki en temel öğe ise çağdaş sanat ve kentsel mimarlık arasında bir diyalog olarak düşünülen renklerin güçlü etkisi. Torino’nun İtalya’nın çağdaş sanat başkenti sayılması ve burada güçlü bir sokak sanatı kültürünün varlığından yola çıkarak, Camerana, Steidle ve Rosental Berlin’den sanatçı Erich Wiesner ile bağlantı kurarak ondan Olimpik Köy’ü kent sanatının büyük ölçekli bir parçası haline getirecek bir renk şeması çıkarmasını istemişler. Wiesner, daha önce Almanya’da geniş konut alanları için tasarladığı renk şemalarından aldığı deneyimle Torino’da sanatı mimarlığa uygulayarak çağdaş sanat ve mimarlık arasında derin bir diyalog kurmuş. Sanatçının ortaya çıkardığı 11 zıt renk 3. ve 4. parselin çok sayıdaki cephesine karmaşık bir biçimde dağılarak, kaleydoskopik görüntülere benzeyen canlı bir görsel sonuç yaratmış. Projenin biyoklimatik nitelikleriyle sürdürülebilirliğinin “sağlık” kriterlerini tam olarak karşılamak; mimari tercihlerde enerji tasarrufu ve düşük emisyon bağlamında kullanıcıların çevresel konforlarını garanti altına almak amaçlanmış. Kışın ısıyı tutan yazınsa havalandırmaya destek olan camlı eklentiler, yeşil alanları sulamada kullanılmak üzere yağmur suyunu toplayan iki yeraltı tankı ve tele-ısıtma ağıyla projenin çevresel niteliği artırılmış. Evlerin tepesinde bulunan pasif güneş sistemleriyle ısıtma ve soğutma sağlanmış. Camlı eklentilerden ibaret olan bu sistemler kışın kapanıp daralarak güneş ısısını hapsedip gece bu ısıyı odalara iletebiliyor. Yazın ise pencerelerin camları açılıp güneşlikleri kapatıldığında odalardaki hava akımının sürmesini sağlıyor. Sokağa bakanlar dahil olmak üzere her bir apartman sıcak havayı pompalayarak buradan sıcak su elde eden sistemlere sahip. Bunlara ek olarak her binanın tepesinde 3 metrekarelik solar paneller gibi doğrudan biyoklimatik sistemler de mevcut. Solar paneller ve ısı depolama sistemleri tüm kompleksin sıcak su ihtiyacını karşılayabiliyor. Daireler, bütüncül ısı sistemine bağlı düşük ısılı zemin ısıtma sistemleriyle ısıtılıyor. Tasarımcılar: Benedetto Camerana, AIA Architects, Derossi Associati, Hugh Dutton Associes, Angela Maccianti, Inarco, Giorgio Rosental, Steidle und Partner, Diener+Diener, Atelier Krischanitz, Ortner+Ortner, Hilmer+Sattler İşlev: Olimpiyat Köyü (Torino Eski Meyve ve Sebze Hali), sporcu konutları, hizmet merkezi ve yaya köprüsü Yapım: 2003 - 2005 Kronoloji: Yarışma (Avan Proje): 2002 Uygulama Projesi: 2003 Atölye çizimleri: 2003-2004 İşveren: Agenzia Torino 2006 Fotoğraflar: Piemonte Agency aracılığıyla sağlanmıştır. |